KAYNAK: CHIP 06/2007 ECEVİT BIKTIM ecevitb@chip.com.tr
SDRAM devri kapandı. Piyasada en çok DDR, ardından DDR 2 bellekler satılıyor. Fiyatların düşmesi ile bu belleklere yatırım yapmanın hiçbir sakıncası kalmadı. Fakat bellek modülleri satın alırken yüksek kapasiteli belleklerin tercih edilmesi hayli önem arz ediyor. Peki bu durumda ne tür bellekler kullanmalı? Eski sistemlerde SDRAM bellekler kullanılmaktaydı. Dolayısıyla seçim yapmak da hayli kolaydı. Oysa günümüz teknolojisi aynı seçim rahatlığını sunmuyor.
Bellek satın alırken birçok noktaya dikkat etmek gerekiyor. Dikkat edilmesi gerekenlerin başında, anakartın desteklediği maksimum bellek kapasitesi ve hangi bellek modülleri ile uyumlu çalıştığı geliyor. Tabiî ki yeterlilik ve
uyum tek başına yeterli kriterleri oluşturmuyor. Satın almadan önce teknolojiler hakkında detaylı bilgiye sahip olmak büyük fayda sağlıyor. Masaüstü sistemler için ne tür bellekler seçilmesi gerektiğini tüm detaylarıyla yazımızda inceleme altına aldık.
JEDEC: Standartlaşma ortak çatı altında
Donanım ve yazılımların gelişmesi ile bellek ihtiyaçlarının da aynı oranda arttığı bir gerçek. Artan ihtiyaçlar ve çeşitlilik, kullanıcılara değişik türde bellekler arasından uygun bir seçim yapma zorunluluğu getiriyor. Bu karışıklığı önlemek için birçok üründe olduğu gibi burada da bir standartlaşmaya gidilmiş. Fakat belleklerde bir standarda gitmek ancak büyük firmalarla ortaklaşa çalışıldığında mümkün oluyor. Bellek alanında JEDEC adlı kurum yeterince söz sahibi. JEDEC (Joint Electron Devi ce Engineering Council) toplam 300 firmanın birleşiminden oluşan biri kurum. Bu firmaların hepsi yonga seti ve bellek üreticileri. JEDEC'de standartlaşma yarışı bu yüzden kolay değil Çünkü zaman zaman firmalar arasında sert tartışmalar yaşanıyor. Buna en iyi örneği, Intel'in DDR yerine DDR 2 belleklerini kullanmak istediğinde yaşanan sorunlar veriyor. Intel, DDR400 belleklerin piyasaya sürülmesini istemiyor DDR400 yerine doğrudan DDR 2'ye geçilmesini istiyordu. Yaşanan tartışmalar sonucu DDR400 piyasaya sürül dü. Ama Intel'in gönlünü almak için de bazı modüllere Intel onaylı bir geçerlilik belgesi eklendi.
Sonuçta 2003 yılında DDR400 bellekler piyasaya yayıldı. Bu değişim ile teknik özellikler de değişti. Örneğin voltaj gerilimi DDR400 belleklerde 2,6 volt'a kadar çıktı. Ne var ki bu artış beraberinde bir son da getirdi. Bu değişim ile yavaş yavaş DDR teknolojisi yerini DDR 2'ye bıraktı.
Günümüzde DDR600 bellek modülerleri bulmak mümkün. Fakat bu ürünler JEDEC'ın standart kapsamında bulunmuyor. Buna karşın DDR 2'nin özellikleri belirlenmiş ve bu standartta üretilmiş durumda.
SDRAM, DDR ve DDR 2 modüller arasındaki farklar
SDRAM'lerin en temel ayırt edici özelliği, Intel’in MMX işlemcilerinde bu bellek türünün kullanılıyor olmasıydı. 133 MHz'lik değerlere kadar üretilen bu bellek türü, bilgisayar sistemlerine önemli bir hız artışı getirmesiyle ilgi çekiyordu. Ama SDRAM'in bu kadar yaygınlık kazanmasının tek ve biricik nedeni bu değildi. Bellekten istenilen verilerin tekrar kullanılması gerektiğinde, bu ikinci isteğe daha çabuk ulaşılması, SDRAM'leri farklı kılmaktaydı. SDRAM, bu yüzden uzun süre kullanımda kaldı. Fakat yeni işlemcilerin gelişimi ile ancak Pentium III döneminin sonuna kadar dayanabildi. Sıra 266 MHz ile piyasaya sürülen DDR belleklere gelmişti. SDRAM'in 133 MHz frekansında yayınma son vermesi, DDR belleklerin rey-tingini arttırdı.
Ne var ki tüm imaj abartılarına karşın bu bellek türü, özünde SDRAM'lerin geliştirilmiş bir sürümünden başka bir şey değildi. Kaçınılmaz olarak yeni bellek türü zamanla 333 ve 400 MHz'lik modellere terfi etti.
400 MHz'lik frekans değeri, DDR belleklerin adeta sınırını çizdi. Çünkü veliahdı olan DDR2 bellekler, ilk olarak 400 MHz olarak piyasaya sürülmüştü. Bazı üreticiler 500 MHz'lik DDR bellekler de üretmeyi sürdürdüler. Ama bu bellekler özel konumları nedeniyle yaygın tüketimin önünü alan fiyatlara sahipti. 400 MHz'lik DDR2 bellekler piyasaya çıktı ama onlar da ara ürün olarak sınıflandırılmıştı. Çünkü beklenti DDR2 belleklere yakışacak değerin 533 MHZ'lik modüllerden geçmesine yönelikti. Unutmadan belirtmemizde fayda var; DDR2 bellekler ilk bakışta hala kullanımda olan DDR belleklere çok benziyor. Fizyolojilerindeki temel fark, biraz daha uzun ve yüksek olmalarından ibaret. 240 pinlik bir bağlantıya sahip olan DDR2 belleklerin oldukça düşük bir güç tüketimi ile çalışmaları önemli bir artı sağlıyor. Ek olarak, DDR belleklere (184 pin) oranla daha yüksek frekanslarda çalışabilmelerini de unutmamak gerekiyor.
Bant genişliğinin artması: Yeni bellekler dört kat hızlı
DDR2 her ne kadar görünüşte DDR ile aynı olsa da, esas değişimin yongada gerçekleştiğini belirtmeliyiz. Bu değişimi anlamak için biraz tarihsel bakış gerekiyor. Eski teknolojiyi kullananlar anımsayacaktır, Pentium'lu yıllarda SDRAM belleklerle tanışmıştık. SDR'ın açılımı Single Data Rate anlamına geliyor. Bu bellek türünde yonga çekirdeği, I/O Buffer (yonganın içinde yer alan ara bellek) ve harici bellek Bus'u aynı frekansta çalışmaktaydı. Veri paketleri, frekans sinyalini bir sinüs dalgası olarak düşünürsek, sadece tepe noktasında iletiliyordu. Bu özellik sayesinde 1 GB/s'-lik bir bant genişliğine sahip olunuyordu. Bu örneği daha iyi anlamak için söyle bir hesaplama yoluna gidilebilir: PC133 SDRAM'in 133 MHz'lik çalışma frekansı bant genişliği ile çarpılması. Yani 1 bit X 133 MHz X 64 bit (bant genişliği ) = 1.064 MB/s gibi. DDR belleklerin gelmesi ile yaşanan değişim, böylelikle veri iletimin sinüs dalgasının hem alt hem de üst tepe noktalarında da gerçekleşiyor. İşte bu yüzden DDR bellekler Double Data RAM adını alıyor çünkü her bir döngüde 1 yerine 2 bit aktarılıyor. Dolaysıyla 2 bit X 133 MHz X 64 bit (bant genişliği) = 2.128 MB/s'-lik bir bant genişliği ortaya çıkıyor. DDR bellekler'in etkin veri frekansı bu yüzden 133 MHz yerine 266 MHz olarak gösteriliyor. Saniyede 2 GB'lik bir bant genişliğine ulaşan bu ilk DDR bellekler, PC2100 olarak adlandırılmıştı. Sonraki adım DDR2 belleklerle gerçekleşti. DDR2 belleklerin üretiminde her ne kadar yeni teknoloji kullanılmış olsa da, ürünün mantığında bir yeniliğe gidilmediğini söyleyebiliriz. DDR2 bellekler, I/O Buffer'ın yonga çekirdeğine göre iki misli frekans değerine sahip. Yonga çekirdeği ile I/O Buffer'in iki kat veriyi taşıyabilmesi için iletim yolu dörde (Prefetch of 4 ) çıkarılmış. Sözü edilen iletim yolu DDR belleklerde iki, SDRAM belleklerde ise bir adetti.
I/O Buffer'in iki misli frekans değeri ile çalışması ve bu işlemin 2 bit ile gerçekleştirilmesi, bant genişliğini 4,3 GB/s değerine çıkartıyor. Bu değer PC4300 olarak adlandırılan ve DDR2 533 olarak bilinen bellek modüllerinin standardını oluşturuyor.
Sonuçta DDR2 SDRAM'den dört kat daha fazla veri iletim değerine sahip. Tüm bu baş döndürücü değişimlerde ise ilginç bir durağanlık gizli: 133 MHz'de çalışan bellek yongasının zaman içinde değişmemesi.
Zamanlamanın önemi: CAS deyip geçmeyin
Bellek modüllerinde saat hızı her zaman belirleyici olmayabiliyor çünkü CAS Latency (Column Address Strobe Latency) adındaki işlev çok daha büyük rol oynayabiliyor. Yüksek performanslı bellek modüllerinde saat hızı ile CAS Latency değerleri de veriliyor. CAS Latency, okuma komutu ile veri akışı arasındaki süreyi gösteriyor.
Bu tarz belleklere RAS Precharge Delay/Time ve RAS-to-CAS-Delay değerleri de veriliyor. RAS Precharge Delay/Time, bellekte depolanacak verinin onaylanması için geçen zamanı göstermekte. RAS-to-CAS-Delay, buna karşın depolanacak verinin onaylanmadan önce CAS'a ulaşan zamanı gösteriyor. Bunların birleşimi, örneğin CL3.3.3 olarak gösteriliyor. Buradaki ilk rakam CAS, ikincisi RAS Precharge, üçüncüsü de RAS-to-CAS-Delay zamanım gösteriyor. Verilen değerlerinin düşük olması makul. Sözü edilen gecikme zamanı, bir veriyi hazırlamak için gereken frekans değeridir. DDR2 bellekler, I/O Buffer ile bellek modülleri arasındaki veri iletimini dört adet ileti olan Pipeline ile yaptığından dolayı verim düşmekte.
DDR belleklerde zamanlama DDR2 belleklere göre daha iyi. Örneğin bu alanda en hızlı zamanlamaya sahip ürünler 5-3-3-8 değerlerine, bu kategoride en yavaş olan ise 3-4-4-8'lik bir zamanlama değerine sahiptir. Görüleceği üzere bu değerler DDR2'ye oranla çok daha başarılı. Kaldı ki Low Latency olarak adlandırılan modüller, daha da yüksek performans değerlerine çıkabiliyor. DDR2 bellekler bu yüzden DDR belleklerle oranla daha yavaş olabiliyor. Fakat bu durum sadece aynı frekans değişimlerinde geçerli. ! DİKKAT: Bazı üreticiler 5-5-5 olarak gösterilen bellek zamanlamasını düşürmeye başarmışlar. Örneğin DDR2 belleklerde 4-4-4'lük bir zamanlamaya sahip olan bellek türleri görmek mümkün. Yinede bu durumun frekans değişimi ile orantılı olduğunu söylemeliyiz. Çünkü 533 MHz üstü modellerde oldukça iyi zamanlama değerleri sadece çok pahalı ürünlerde görülmekte.
Gerilim'e karşı dayanıklı: DDR2 bellekler daha avantajlı
Kim demiş overclock sadece işlemciye yapılır diye! Bellek modüllere de aynı işlem uygulanabiliyor. Belleklerinizin frekansını yükseltip, daha yüksek bir voltaj verebilirsiniz. Ayrıca CAS, RAS ve diğer değerlerle de oynayabilirsiniz.
Overclock tutkunları ne demek istediğimizi çok iyi anlayacaktır. DDR belleklerdeki frekans değerleri, çoğu zaman normalden yüksek bir voltaj değeri ile çalışıyor. DDR2 belleklerde durum farklı. Bu bellek modüller yüksek frekans değerlerine sahip. Fakat gerilim değer olan 1,8 volt'luk değer oldukça düşük. DDR belleklerde bu değerin 2,5 volt olduğunu düşünürsek, ufukta belleklerde overclock imkânı beliriyor.
DDR bellekler JEDEC standardına göre 2,5V+/- 0,2V olarak belirlenmişti. Böylelikle en düşük değer 2,3V, en yüksek değer de 2,7V olarak atanmaktaydı. Fakat burada bazı değişikliklere gidildi ve 2,6 +/- 0,1V aralığı baz alındı.
Üreticiler işte burada bilinen eski bir uygulamaya kaçıyorlar. O da hesapta yüksek frekans değeri olan belleklere daha yüksek bir voltaj değeri vermek. Yani overclock'tan bildiğimiz yöntemleri uygulamak.
Bu, zararlı olabilecek bir uygulama. Çünkü I/O ve bellek çekirdeğin gerilim değeri 1,8 volt. Özellikle bellek yongaların değerinin 1,8 volt olması ilgi çekici. Çünkü DDR belleklerde 2,5 ya da 2,6 volt'luk gerilim, özel bir dönüştürücü ile 1,8'e indirgeniyor.
Bellek'lerin sürekli 2,7 volt'un üzerinde çalıştırılmaması gereğinin nedeni de bundan kaynaklanıyor. Çünkü 2,7 volt un üstünde yer alan bir gerilim değerinde dönüştürücü yük altında kalıyor ve yongaya 1,8 volt'dan fazla değer vererek zarara uğratabiliyor. DDR2 belleklerde durum biraz farklı. Çünkü buradaki değer 1,8V +/-0,1V olarak tanımlanmış.
Hangi bellek: işlemciye göre bellek seçimi
Bellek performansı söz konusu olduğunda Dual channel teknolojisini de unutmamak gerekiyor. Dual Channel teknolojisi iki adet bellek modüllünü birlik bir modül'e göre daha iyi performans değerine taşıyan bir teknoloji, Örneğin bu teknolojide iki adet 512 MB'lık bellek modülü, Dual Channel çalışmada tekli 1 GB bellek modülüne göre daha iyi bir sonuç verebiliyor. Tabii işlemcinin önemini de unutmamak gerekiyor. Yeni nesil işlemciler oldukça büyük bir bant genişliğine sahip. Bu bant genişliğini besleyecek bellek modüllerine ihtiyaç duyuluyor. Dual Channel teknolojisi işte bu bant genişliğine yardım eden bir teknoloji.
Olayı basit bir matematik hesapla daha anlaşılır hale getirmek mümkün. Intel işlemciler 800 MHz'lik FSB değerine sahip. Bu işlemciler 64 bit teknolojisine göre tasarlanmış. Dolaysıyla bant genişlikleri de:
200 MHz FSB X 64 bit X 4 (QDR) Frekans başına düşen veri paketi t = 51.200 Mb/s = 6.400 MB/s değerini alıyor. Bu işlemciler DDR400 belleklerle çalıştırıldığında:
200 MHz bellek frekansı X 64 bit (Single Channel) X 2 (DDR) frekans başına düşen veri paketi = 3.200 MB/s'-lik bir değer elde ediliyor. Her iki değer karşılaştırıldığında işlemci ile bellek arasında bir dar boğaz oluştuğu görülüyor. Benzer durumda Dual Channel teknolojisi kullanıldığında:
200 MHz bellek frekansı t X 64 bit (DualChannel) X 2 (DDR) frekans başına düşen veri paketi = 51.200 Mb/s = 6400 MB/s büyüklüğünde bir bant genişliğine ulaşılıyor. Intel'in DDR2 belleklere geçmesinin nedenlerine bakacak olursak, DDR2 533 MHz'lik belleklerin daha iyi bir bant genişliğine sahip oldu-duğunu ve bu vüzden tercih edildiğini söyleyebiliriz. Örneğin, DDR2 533 MHz Tik belleklerin kullanaldığı Dual Channel teknolojisi ile 266 MHz bellek Frekansı X 128 bit (DualChannel) X 2 (DDR) frekans başına düşen veri paketi = 68.096 Mb/s = 8.512 MB/s'lik bir bant genişliği elde ediliyor. Bu değer fazlasıyla yeterli ve geleceğin işlemcileri için de uygun. Tüm bunlar teorik değerler. Hepimiz biliyoruz ki uygulamada durum bu kadar varit değil. Nedeni de teoride hep en üst değerlere göre hesap yapılması, pratikte de bu değerlere hemen hemen hiç ulaşılmaması.
Yine de Intel oldukça dikkatli. Çünkü donanım devinin derdi, gelecekteki işlemciler için şimdiden altyapının hazır olması. 1.066 MHz'de çalışan Extreme Edition işlemciler bu konuda IntePin endişelerini haklı çıkarıyor. 266 MHz'lik FSB değerine sahip olan bu işlemciler 8,5 GB/sn'lik bir bant genişliğine (266 MHz FSB X 64 bit X 4 (QDR) = 8.512 MB/s) ulaşıyor. Günümüzde rahatlıkla bulabileceğimiz DDR2 667 MHz'lik bellekler, 10,6 GB/sn'lik bir değer ile yeterli kalıyor. Fakat Intel’in planı bu senenin sonunda işlemcileri 1.300 MHz civarı bir FSB değeri ile çalıştırmak. Hesaplara göre bu ancak DDR2 800 ve üstü bellek türleri ile mümkün.
Sonuçta bellek alırken hangi frekans değerinde çalışacak belleklere sahip olması gerektiğini bilmek gerekiyor. Yüksek frekanslı bellekler yüksek bir performans sağlayabiliyor. Fakat bu bellekler ancak düşük zamanlama ile çalıştığında mantıklı bir seçim oluyor. Bu tür bellekler genelde "Overclocker Ram" olarak adlandırılıyor ve oldukça yüksek fiyatlara satılıyor. Bu tarz bir belleğe sahip olmak normal bir kullanıcı için gereksiz.
Hızlı ve öfkeli: Daha yüksek performans için ne yapmalı
Bellekleri gereğinden daha hızlı çalıştırmak mümkün. Bunun en güzel yolu yukarda da anlattığımız gibi ya frekans değerini yükseltmek ya da gecikme zamanını düşürmekten geçiyor. Frekans değeri, anakartın BIOS'undan yükselti-lebiliyor. Intel ve AMD tabanlı sistemlerde, bellek frekans değeri, FSB'nin artması ile sağlanabiliyor. Bu belirli bir yere kadar mümkün. Daha fazlasını almak için belleğe giden voltajın artması gerekiyor. Bu değer gerek overclock yazılımları gerekse anakartın BlOS'undan yapılabiliyor. Tabii bunları gerçekleştirmek tek başına yeterli değil. Gecikme zamanının da düşük olması şart. Düşük gecikme zamanlı bellekler çok performanslı çalışabiliyor.
Yaptığımız testlerde en iyi performansı, yüksek bir frekans değişimi ile minimum gecikme zamanlı belleklerden elde ettiğimi söylemeliyiz. DDR2 533 MHz'lik bir bellek, 667 MHz ve 4-4-4-15 zamanlı bir çalışmada oldukça iyi bir performans değeri verebiliyor. 533 MHz'den 667 MHz'e geçiş performans artışı gösteriyor. Fakat gecikme zamanını düşürmek, frekansı yükseltmekten çok daha verimlilik sunuyor. Buna ek olarak Dual Channel teknolojisi de pratikte işe yarıyor. Bu teknoloji ile ekstra bir değer kazanılıyor.
Sonuçta Dual Channel teknolojisinde, yüksek frekans değeri ve düşük zamanlama ile üst seviye bir performans artışı sağlanıyor. Eğer bellek gerilim değerine ilişinilmezse performans artışının sağlıklı gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz. Yine de hatırlatalım: Gecikme zamanının ayarlanması ve buna ek olarak frekans değerinin değiştirilmesi göründüğü kadar kolay değil. Nedeni, belleklerin belirli standartlara sahip olması ve overclock sayesinde bu standartların çok üstüne çıkması. Uzun süre yük altında çalıştırılan bu bellekler, belirli bir süre sonra iflas edebiliyor. Bu yüzden işlemler sırasında tıkanıkların meydana gelmesini normal karşılamak gerekiyor. Aksi takdirde mavi ekran, restart veya sistemin hiç açılmaması gibi sorunlar oluşabiliyor. Böyle bir durumda belleğin değerlerini eski haline getirmek ya da anakartm BlOS'unu sıfırlamak gerekiyor.
Kimin dediği oluyor: Intel mi yoksa AMD mi?
Bellek dendikte akla ilkin Intel veya AMD gelmekte. Neden mi? Çünkü her ikisi de, çıkardığı işlemcilerle var olan bellek türlerini değişime itmeye yeterli güçte üreticiler. SDRAM belleklerle çalışan sistemlerin artık üretilmemesi ve DDR'ın da yavaş kalması, Intel cephesini DDR2'ye geçirdi. Öyle ki, LGA 775 işlemci yuvalı masaüstü sistemlerden tutun sunucu sistemlerine kadar DDR2 kullanılmaya başlandı. Intel bu yüzden DDR2 baskısını arttırmış durumda. Gelecekte Intel, DDR2'yi daha geniş alanlarda kullanmaya kararlı. Buna en son örnek, dizüstü sistemlerinin de DDR2 teknolojisine geçmesi.
Peki bu durumda AMD cephesi ne yapıyor. DDR2 bellekler ileride kesinlikle desteklenecek. Tek sorun bunun ne zaman olacağı. AMD burada doğru zamanlamaya oynuyor. AMD, DDR2 belleklerinin iyice yaygınlaşmasını, performanslarının artmasını ve fiyatlarının düşmesini bekliyor. AMD, çift çekirdekli işlemcilerinin çıkması ile bu yeni teknolojiye geçmeyi düşünüyordu. Zaten bant genişliği artmış durumda. Ama çeşitli nedenlerden dolayı halen DDR bellek modüllerini desteklemeyi sürdürüyor. AMD için değişim yeni işlemcisi AM2'nin çıkması ile yaşanacak. Bu yeni işlemci yeni bir yonga seti ile piyasaya sürülecek. Bu sayede de ilk kez DDR2'ye geçilmiş olacak. AMD zaten buna mecbur. Çünkü yeni işlemciyi beslemek ancak DDR2 belleklerle mümkün.
Geleceğe bakış: DDR 3 bellek modülleri yolda
DDR 3 belleklerin prototipleri hazır. Seri üretimin 2007'de başlaması ön görülüyor. Bu yeni bellek türü için elbette birçok soru var. Bazılarını şimdiden yanıtlamakta fayda var: Yukarda da anlattığımız gibi DDR2 bellekler 1,8 volt'luk bir gerilim değeri ile çalışıyor. DDR 3 belleklerde bu değer 1,5 volt'a inmiş durumda. Piyasaya sürülmesi düşünülen ilk model 512 MB'lık bir kapasiteye sahip olacak ve 1.066 MHz frekansında çalışacak. DDR 3-1066 olarak adlandırılacak bu belleğin en önemli farkı ise 80 nm mimarisinin yanı sıra I/O frekans değerinin DDR2'ye göre daha yüksek olması. Söz konusu değişim, bu bellek türünü saniyede 800 Mb'lik bir bant genişliğine ulaştırıyor. DDR 3 bellekler bu değişim ile DDR 3-1333 ürünlerle de desteklenecek. Bu değer, Intel'in gelecekteki 1333 MHz FSB'li Conroe işlemcilerle eşit olması bakımından şaşırtıcı. Fakat değişim bununla sınırlı kalmayacak. Çünkü 2008 yılında DDR 3-1600 bellek modülleriyle de tanışacağız.
DDR2'ye herkes geçecek, DDR 3'e hazırlıklar başladı
DDR zaman içinde oturmuş ve sorunsuzca çalışan bir teknoloji. Bu teknolojiyle oldukça iyi bir performans elde etmek mümkün. Hatta daha fazla performans için az da olsa rezervlerin olduğunu da söylememiz gerekiyor. Buna karşın DDR2 oldukça mantıklı ve başarılı bir gelişim. DDR2 için yapılan değişimler fazlasıyla etkili. İlerleyen aylarda birçok platformda rahatlıkla kullanılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Zaten DDR bellekler de benzer bir süreçten geçti. Başlangıçta DDR bellekler SDRAM belleklere göre daha performanslı değildi. Ayrıca platform uyum sorunu da yaşanmaktaydı. Yani teknoloji tam oturmamıştı. Fakat zamanla ve frekans değerlerinin yükselmesiyle, gerçek güçleri ortaya çıktı ve piyasada iyi bir yer edindiler. Şu an sıra DDR2 belleklere geçmiş durumda. Hatta özellikle Intel platformlarda uzun süredir kullanılıyor. Yinede yeni teknolojilerin peşi bırakılmış değil. Örneğin DDR 3 hakkında çalışmalar başladı. Hatta ilk prototiplerle testler başladı bile.
Bu bellek türü esasında çok da yeni değil. Ekran kartlarında kullanılıyor ve oldukça büyük başarı da sağlıyor. Yine de masaüstü sistemlere fazlasıyla yeni. Dolayısıyla ilk ürünlerin pahalı olması da ters karşılanmamah. Ne de olsa bunu her yeni bellek türü yaşamıştır. Tek yapılması gereken teknolojinin oturmasını ve yaygınlaşmasını beklemek ve alınabilir hale gelmesi için sabretmek.
KAYNAK: CHIP 06/2007 ECEVİT BIKTIM ecevitb@chip.com.tr